İlkokula başlarken
Okul Olgunluğu
Çocuğun fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal açıdan yeterli gelişim düzeyine erişmesini ve okul hayatına hazır durumda olmasını ifade eden okul olgunluğu, onların eğitim-öğretim sürecini destekleyen çok önemli bir etken. Bu konuda ailelere önemli sorumluluklar düşüyor...
Çocukluk döneminde çocuklarımızın okul öncesi eğitim almaları, şüphesiz ki onların tüm gelişim alanlarını destekler. Anaokulu eğitimi alan çocuklar, ilköğretimin gerektirdiği bilgi ve becerilere sahip olarak okul yaşantısına daha kolay uyum sağlarlar. Ancak okul öncesi kurumlarının eğitimi tek başına yeterli değil. Anne babaların da çabaları, destekleri ve çocuğa uygun ortamlar sağlamaları da bu süreçte kritik önemde. Okula hazır olmak için çocukların, ailelerinden belli sürelerde ayrı kalabiliyor olmaları, okula karşı olumlu duygular taşımaları, öğrenmeye hevesli ve açık olmaları özellikle de öz bakım becerilerine sahip olmaları gerekir. Çocuklar kendi kendilerine beslenebilmeli, giyinebilmeli, tuvalet gibi ihtiyaçlarını giderebilmelidir. Bu becerileri kazanabilmeleri için çocukların bunları destekleyici ve teşvik edici bir aile yaşantısı geçirmeye ihtiyaçları vardır. Merdiven inip çıkabilme, zıplayabilme, tek ayak üzerinde durabilme, bisiklete binebilme, top atabilme, tutabilme gibi bazı kaba motor becerilerle kalem tutabilme, makas kullanabilme, çatal kaşık kullanabilme, düğme ilikleme, bağcık bağlama, fermuar açıp kapayabilme gibi ince motor beceriler de anne ve babalar tarafından uygun ortamlar sağlanarak desteklenebilecek becerilerdir. İlköğretim 1. sınıfa başlarken çocuğun ince ve kaba motor kaslarının yaş düzeyine uygun gelişimi tamamlamış olması beklenir.
Sorumluluk bilinci
Sorumluluk kazanmaları için ev yaşantısında belirli görevler verilerek bunları yerine getirmelerinin takibi anne babalar tarafından yapılabilir. Her gün çiçeklerin sulanması, oyuncakların kutuya toplanması, yemek masası hazırlanırken örneğin tuzu getirme görevinin verilmesi gibi basit ama süreklilik gerektiren görevler hem eğlenceli hem de sorumluluk kazandırıcı değer taşır ve çocuğa özgüven kazandırır.
Çocukların iletişim becerisine sahip olmaları, okul yaşantısı için oldukça önemlidir. Kendilerini, duygu düşünce ve isteklerini ifade edebilmeleri için ev ortamında ve aileyle birlikte girilen sosyal ortamlarda bunları yaşaması konusunda çocuğa fırsatlar tanınmalıdır. Sosyal ortamlar çocukların farklı deneyimler kazandıkları ortamlardır.
Bu nedenle yaşıtlarıyla birlikte yapacakları aktivitelere katılmalarının yanında kendilerinden yaşça büyük veya küçüklerle sosyal ilişkiye girebilecekleri ortamlarda bulunmaları da çocuklar için faydalı yaşantılar olacaktır. Birlikte gidilecek tiyatro, sinema, sergi gibi geziler çocukların farklı ortamlarda nasıl davranacaklarını, nasıl dinleyip nasıl izleyeceklerini, nasıl söz alacaklarını, nasıl kendilerini ifade edebileceklerini öğrenmelerini sağlayan doğal ortamlardır.
Çözümü çocuklar bulsun
Anne babalar arkadaşlarıyla oyun oynarken ya da başka bir aktivite yaparken çocuklar arasında çıkan anlaşmazlıklarda onların yerine çözüm üretmek yerine sabırlı davranarak, çocuklarının çözüm bulmasına ve karşılaştıkları sorunlarla başa çıkabilmeyi deneyimleyebilmelerine olanak sağlamalıdırlar.
Birlikte alışverişe çıkmak, bazı eşyaları onlara seçtirmek, bazı ödemeleri kasaya onların yapmasına izin vermek, para kullanmalarını öğretmek anne babalarla da yapılabilecek yararlı aktivitelerdir. Birlikte kitap okumak, okunan hikâye ya da masala ilgili sorular sormak, hikâyelere kitapta yazanın dışında çocuktan farklı bir son yaratmasını istemek, hikâyede geçen anlamadığı kelimelerin anlamlarını birlikte araştırmak, hikâyenin resimlerine bakarak onlardan anlatmalarını istemek, yeni ve farklı hikâyeler üretmelerine teşvik etmek dinleme-anlama becerisi kazandıracağı gibi çocukların kelime dağarcıklarını genişletmeye, dikkat sürelerini arttırmaya, sözel ifadelerini, hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmeye olanak sağlar.
Dil gelişimi, görsel ve işitsel algının yeterli düzeyde olması, düşünce becerileri, ifade becerisi, yönergeleri algılama ve yerine getirebilme, muhakeme gibi becerilere sahip olması çocuğun 1. sınıf düzeyinde eğitim ve öğretime uygun olduğunun göstergesidir. Ancak bireysel ayrılıklar nedeniyle ve bazen aynı yıl doğmuş olsalar dahi ay farklarından dolayı okula hazır oluşluk kriterleri zaman zaman esnetilebilir.
Okula hazır oluşluk her ne kadar çocuklarla ilgili gibi görünse de ilkokula ilk adım aslında tüm aileyi etkileyen, anne ve babaların hatta bazen diğer aile büyüklerinin bile çocuklarla birlikte hazırlandıkları ve heyecanını birlikte paylaştıkları keyifli bir yaşantıdır.