İSTEK Acıbadem Anadolu Lisesi Öğrencimiz Selin Özel (11 G IB) depremin ekosisteme olan etkisine dikkat çektiği 'Restoring Hope from Under the Debris' adlı makalesiyle Çevrenin Genç Sözcüleri Türkiye Yarışması’nda 15 – 18 Yaş makale kategorisinde yarışmaya katıldı.
Öğrencimize başarılar dileriz.


Makaleyi aşağıda okuyabilirsiniz.

Selin Özel
İSTEK  Acıbadem Anadolu Lisesi


6 Şubat 2023’te 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem Türkiye’de 11 ili etkiledi. Ülkemiz
toparlanmaya çalışırken göze çarpan soruysa “Bir sonraki adımda ne yapılmalı?”
Depremin başta tıbbi ve çevresel etkileri uzun süre devam edecek gibi duruyor. “Normal”e
dönmek ve süreci en iyi şekilde idare etmek için depremin sonrasında ne yapılması gerektiğine
odaklanmalıyız.
Deprem ve Çevreye Etkisi: Geriye ne kaldı?
Depremlerin en belirgin sonuçları arasında enkaz atıkları, hava kirliliği ve içme suyu ile ilgili
çevresel etkiler yer almaktadır. Bu değişiklikler hem ekosistemler hem de insan sağlığı üzerinde
zararlı etkilere sahip olabilir.
Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Cenan Mertol; bir binanın
enkazından oluşan birincil atıkların beton, çelik, tuğla, sıva, cam, gibi inşaat malzemeleri
olduğunu, inşaat malzemelerinin yanı sıra ev aletleri ve diğer mobilya parçalarının metalleriyle
evde kullanılan yanıcı ve patlayıcı özelliğe sahip olan tehlikeli atıkların üretildiğini belirtti. Enkaz
kaldırılırken oluşan toz ve asbestin havaya karışmaması için enkaz kaldırma süresince enkaz
ıslatma teknikleri kullanılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Akustik ve deprem yönetimi konusunda uzmanlaşmış makine mühendisi Volkan Dikmen,
depremlerde ve sonrasındaki yıkımlarda asbest dahil pek çok zararlı etkiye sahip tozla
karşılaştığımızın altını çiziyor. Yangın çıkma ihtimalinde tüm bu faktörlerin havayı kirleten ve
insan sağlığını etkileyen CO ve CO2 gazlarının aşırı üretimi söz konusu. Dikmen, depremin gözle
görülebilir etkilerini azaltmak için molozların kaldırılması ve geri dönüşümünün çok önemli
olduğunu vurguluyor. Buna örnek olarak çıkarılan değerli metallerden alüminyum için uygulanan
hazır protokollerin olduğunu belirtti. Diğer materyallerin geri dönüşümü konusunda ise daha kısıtlı
ancak geliştirilmeye açık girişimlerin mevcut olduğunu da ekledi.
Depremden sonra ortaya çıkan atıkların azaltılması ve geri dönüşümleri konusunda büyük ölçekli
önlemler alınması gerek.
Sakarya Üniversitesi'nden Doç. Dr. Asude Ateş, enkaz altından tüm kurtulanların çıkarılmasının
ardından önce mevcut molozların kaldırılması, ardından da hasar gören binaların en kısa zamanda
yıkılması gerektiğinin altını çiziyor. Bu süreçte molozların toplanma, taşınma ve depolanma gibi
adımlarının dikkatlice planlanması önem taşıyor.

Deprem sonrası en güncel zorluklardan bir diğeri ise suya erişim.
Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Profesör Bilge Alpaslan Kocamemi'ye
göre olası bir depremde önemli su/atık su noktalarını belirlemek ve bu konuda önlemler almak
gerekiyor. Suya erişim sorunuyla mücadelede dijital su/atık su deprem etki haritaları ve drenajlı
hizmetler gibi teknolojik araçlar etkili olabilir.
6 Şubat depreminin ardından eylem planımız bu depremin etkilerini sistematik, düzenli ve en hızlı
şekilde hafifletmek ve bir sonraki olası deprem için önlemlerin gerektirdiği yönetim protokollerini
uygulamak olmalı. Çünkü zaman en kısıtlı kaynağımız.